8 Şubat 2011 Salı

Defne Nasıl Kurtulur?

Bir namus davası var ki bizim ülkemizde- nedense içinde hırsızlık, uğursuzluk, hak yeme gibi daha vahim eylemleri barındırmıyor.
Namus bunun yerine eteğin altına kaçmış gibi devamlı aynı yere bakılıyor. Kadının tekeline çıkarılmış bu ‘namussuzluğu’ da haliyle bir tek kadınlar işliyor!
Bir Asiye vardı. Hikayesi 70’li yıllarda yazıldı. Tiyatro perdelerinden inmedi. Sonunda beyaz perdeye taşındı.
Anası da ‘aynı yolun yolcusu’ olan Asiye, ‘kenarına bak bezini al,
anasına bak kızını al’ deyişini yalancı çıkarmadı.
‘Aynı yolun yolcusu’ olan Asiye, annesinin tecrübeleri ve talih yüzüne
gülünce hikayenin sonunu patroniçe olarak tamamladı.
Atıl Yılmaz’ın çektiği ‘Asiye Nasıl Kurtulur?’ filminde, Asiye hayatın yazılı olmayan kurallarını öğrenerek kurtulmuştu!
Asiye’nin namusunu patroniçelik kurtardı.
Daha eski filmlerde ise; kadının başına bir iş geldiğinde, kadın ancak
ölerek temizlerdi ‘lekesini’.. Hatta adam öldürmezse bir vesile kadın
kendini bıçağın üstüne atardı. ‘İyi kadın’ anılacaktı çünkü.
‘Senin annen bir melekti yavrum’ demek gerekiyordu.
Namusu eteğin altında arayanlar öyle istiyordu.

Bugünlerde yine onlar konuşuyor.
Konuları ise Defne Joy Foster.

Defne kocasını aldattı mı? Aldatmadıysa evli bir kadının,
bekar bir erkeğin evinde hem de gece yarısı ne işi vardı?
Hatta ‘gece kız başına öyle elin heriflerinin evinde gezersen
olacağı bu’ diyenler de var.
Namusu Defne’den uzaklaştıralım. Mesela siz hiç bir annenin oğlunu evlendirmek için nasıl kız aradığına şahit oldunuz mu toplumda?
‘Temiz mi? Namuslu mu? Aile kızı mı?
Onunla bununla gezer mi? Açık saçık giyinip orada burada erkeklerle
konuşur mu?’ daha çok var. .
Yani yine etek altı!
***
Hıncal Uluç’un Defne Joy Foster için yazdığı yazıyı savunacak
değilim. Yazının en önce zamanlaması sonra da içeriği
çok rahatsız edici.
Ama yazıda başka şeyler de var. Hıncal Uluç’un yazısıyla yıktığı bir
tabu var.
Sadece kadının ölüsünün namuslu sayıldığı, sadece ölen kadına
duyulan saygıyı ve bu ilginç kutsal alanı delen bir yazı.
Samimi olalım.
Ölü seviyoruz biz diri değil!
Hıncal Uluç’u eleştirdik. Bir tek Hıncal Uluç mu var böyle düşünen?
Peki sadece kadının ölenine saygı duyanlara napalım?
Onların yatacak yeri var mı?
Defne için bundan böyle bin kötü yazı da çıksa fark etmez
Defne gitti ‘namusu’ kurtuldu!

3 yorum:

  1. Bugün Hıncal Uluç'un dile getirdiklerine ateş püskürenler, Eğer Defne ve Kerem'i eve girerken birlikte görüntülemiş olsalardı bunu günlerce gündeme getirmekten geri durmayacaklardı. Ben de ölü ve diri arasındaki bu çifte standarta deli oluyorum işte arladaş...

    YanıtlaSil
  2. Bu konu hakkında şu ana kadar okuduğum en iyi yazı.Nerden bakarsanız bakın bu konuya ailesine saygı göstererek konuşulmalı.Ve eşi,yüreği kavrulan ama dimdik ayakta duran adam helal sana!!

    YanıtlaSil
  3. Eşindende ziyade bu kadının ufacık 1,5 yaşında çocuğu var.Lütfen bu sübyanı düşünerek eleştiri yapın.Hem kimse onların yanında değildi bir Allah bir Kerem Altan bir de Defne biliyordu..

    YanıtlaSil