29 Aralık 2010 Çarşamba

MELEKLER KONSEYİ..

Herkes içindeki yarımının devamını diler- farkında olmasa da. İş, aşk, para veya her neyse yarım- kimse yarım kalmasın bu yıl. 2011 tamamlasın.
Biorance bizimle olsun.
Ama tek bir şartla! Yılbaşı günü tek bir kırmızı mum yakıp ve Biorance’e selam verip dileğinizi anlatın.
Biorance yeni yıl için geliyor. Farklı olan, ayrı gayrı ne varsa yapıştırıyor bu yıl.
2011’i Elohimle yaratıyor.
***
İkinci dünya savaşında katledilen yahudilerin içinde, belki de en güzeli o idi. Henüz aşık olmuştu. Almanya’nın kuzeyinde tanıştığı Deris’le evlendikten 3 ay sonra öldürüldü. Karnında çocuğuyla katledildi. Eli karnında kapadı gözlerini.
Ruhu birazdan bedenini terk edecekti ama ilk terk eden o değildi Biorance’ı.
2 ay önce ondan ilk vazgeçen kocasıydı. Herkesin toplama kamplarına götürüldüğü trenden kaçtı kocası Deris.

Biorance’in hayatta gözlerini kaparken en son hissettiği, gaz kokusu oldu. Bir süre sonra her şey karardı. Bir halka açıldı siyahların içinde. Etrafı şekilden şekle dönen halka büyüdükçe büyüdü- en sonunda onu içine aldı. Bu boyuttan çıkardı.
Biorance dünyadan koptu.
Bedeninin giremediği- bedenini göremediği bir yere geldi. Varlığını hissedemedi. Dokunamadı kendine.
Uzaktan kendisine doğru gelen çocuğu gördü. ‘Biorance senin buraya gelmen için çok uğraştım. Konseye ne kadar ısrar ettim bilemezsin.
Sonunda buradasın’ dedi- 7 yaşlarında altın sarısı saçlarıyla Biorance’i büyük beyaz bir kapıdan geçirdi.

Biorance meleklerin içinde tek yarım kalan. Önceleri sadece çocukların dileklerini yerine getirmekle görevlendirildi. Okullara gidiyordu gizlice- sonra bayramlarda, yılbaşlarında çocukların dileklerini iletiyordu konseye.
Oradan da karar veriliyordu. Hatta bazen ısrarcı oluyor hepsinin dileklerinin hemen olmasını istiyordu Biorance.
Bir süre sonra ‘Melekler Konsey’i göreve Derfunce’yi de ekledi.
Biorance ne kadar uzun sarı saçları olan bir melekse, Derfunce de uzun boylu koyu kumral güçlü bir erkek melek.
Birbirlerine aşık oldular. Hiç bir sakıncası yokdu aşkın konsey için. Fakat konsey Derfunce’nin tekrar dünyada bedenlenmesine karar verince; Biorance yine yarım hissetti. ‘Beni de bedenleyin onunla gideyim’ yakarışları cevapsız kaldı.
‘’Henüz değil’’ alabildiği tek açıklamaydı.
‘Melek de olsam, insan da, başka bir canlı da kavuşamamak benim ruhumun kendisi’ diye ağlayışı uzun sürdü. Sonunda Konseyin önde gelenlerinden Zakiro yanına çağırdı- Biorance’i. ‘Ne istiyorsan onu insanlığa ver. Ancak böyle mutlu olabilirsin. Duyguların kontrol edilemediği ve alınıp verildiği tek yer insanlık. Meleklerin de ilerleyişinin tek yolu bu’ deyiverdi.
Biorance haykırdı. ‘’sadece kavuşmak istiyorum! Bütün kaybettiklerimi bulmak istiyorum. Bıraktığım yitirdiğim parçalarımı toplamak istiyorum.
Hem de tek tek! Acele etmeden. Ağar ağar hepsini yeniden içime koymak istiyorum. Düşen her parçam kadar eksiğim. Düşen parçalarım kadar kırık döküğüm. Parçalarımla ben bütünüm. Onlarsız eksiğim’’

Zakiro, bu haykırışlarından sonra Biorance’den bir süre dünyada kalmasını istedi. Basit bir melek gibi gözlem yapmasını istedi ondan.

Bir süre sonra konsey Biorance’yi genç aşıklara yönlendirdi. Kırık kalpleri düzeltmesi, onların acılarını azaltması istendi.
Dünyadan çocuk arkadaşlar edinmişti bir dönem. Onlarla paylaşırdı Derfunce’yi. Zaman zaman da sorardı. Keşke bir haber alabilseydi ondan. Ama kurallar vardı. Bedenlenmiş meleklerin bilgileri sadece baş melek Rudser’de saklıydı.
Yeni görevinde keşke Derfunce’yi bulabilsem o aşıklar arasında diye geçirdi içinden.

Biorance zaman geçmesine rağmen hala ne bir gençle iletişim kurabilmiş ne de kırık bir kalbe ilaç olmuştu. Herkesin yukarı çekildiği bir vakit baş melek; Rudser geldi;
-Biorance
-Efendim Rudser
-Çocukları neden kullanmıyorsun gençlere ulaşırken?
-Ama ben çocuklarla ilgili…
-Ulaşmaya çalıştığın gençler de bir süre önce çocuktu. Sence o çocuklar nerede?
-Tabii ki orada.

Biorance görevini iyi anlayamadığını fark etti. Oysa çocuklarla neden çok iyi iletişim kurduğu söylenmişti ona. Karnında çocukla ani ölmüştü Biorance.
Ölü bebeğin izini ruhundan çıkaramamışlardı…
Ne yaptılarsa, hangi işleme girdiyse o parça gitmedi Biorance’den.
O yüzden de görevi burada bitmemiş demekti bir karma için. Karmaya yapışanlar temizlenemiyorsa bu- bir süre melek olarak hizmet etmesi demek olacaktı. Taki bir şeyler dönüşene dek.

Biorance bütün yarım kalan aşıkların çocukluklarına gitti. Onları üzen anlarda gezinmekten vazgeçti. O anları yaratan çocukluklarına gitti. Çoğunun ya annesi ya da babası sorundu.
O anlarda Biorance sıkıca sarıldı onlara, eksik hissetikleri sevgiyi açtı. Merkezden akıttı. Çocuklar bir süre sonra o anları ya tam hatırlayamadılar ya da anın içinde ki duygu yoktu artık onlarda.
Biorance mutlu olmaya başladı. Başardığını hissediyordu. İlk kez bir şeyler verdiğini hissetti. Üstelik yarım da değil, tamdı..
Konsey mutlu çiftlerin sayısında ciddi artışlar görüldüğünü açıklayınca Biorance daha da mutlu oldu. İlk defa kendini tamamen unuttu. Biorance ilk kez bir şeyler yaratmaya başladı. Elohim kaynakdı.

Bazen içimizdeki en zavallı duyguları, en zavallı yanı ortaya çıkarmak isteriz. Biraz da o konuşsun- döksün bütün karanlığı ortaya kurtulsun diye bakarız ama yapamayız. Karanlık yanın esiri düşmekten- bütün her yanı kaplamasından korkarız. Susarız. Her şeyi koruyabilmek adına susarız.
O susmaz! İçimizde çıkacağı günü bekler ve susayarak bekler, anlatmaya susar o zavallı duygular. Yarımdır çünkü tamamlanmak ister.

Sonra Biorance gelir…
Her şeyi alan hayatınızdan çekip çıkaran Elohim’in en dişi meleklerinden biri Biorance. Onu özel yapan; kendini sonsuza kadar aşka ve tamamlamaya
adaması. O kalplerin yanında. Yarım kalmışlıkları alıyor. Tek kırmızı mum yakıp gözlerinizi kapatın. 2011’e Biorance’la girin.





Martı'nın Günlüğü, BF.

1 yorum:

  1. Yılbaşından önce yaptığınız programlarda söylediğiniz gibi güzel bir yıl olması dileğiyle.. Nişantaşı sokakları gibi olur umarız tüm sokaklarımız,ışıl ışıl caddelerde rüzgarı kovalar çocuklarımız.
    Tüm dilekleimiz ülkemiz ve kendi bireysel isteklerimiz için. Mutlu yıllar..

    YanıtlaSil