21 Eylül 2010 Salı

Karanlığın Yolu Gode’den Godem’e

Adı Jennifer. New York'da yaşıyor. 32 yaşında moda tasarımcısı. Her gün gazetelerde başka bir haberi çıkıyor. Kimi giydirdiği, kiminle çalıştığı, ne giydiği, hangi kulüpte ve kiminle olduğu takip edilen bir trendsetter.
Senelerdir erkek arkadaşı yok. Aslında vakti de yok. Kiminle çıkmaya kalksa terk ediliyor. Çünkü gerçekten vakti yok. Kendini tamamen işine vermiş. Daha ilkokula giderken New York'un en iyi tasarımcılarından biri olacağının hayaliyle yaşamış. En büyük rakibi Donna. Ve birkaç isim daha…
Takip eden yıllarda başarısı artarken bir gün karşısına Mario çıkıyor. İtalyan artist, seksi, yakışıklı, uzun boylu, çekik gözlü, sanatçı. Önceleri Mario'nun ona ilham veren o sıra dışı sanatçılardan biri olduğunu zannediyor. İlgiyle dinliyor Mario'yu, sergilerine gidiyor. Sonraları daha da yakınlaşıyorlar. Ve Jenny o yakınlaşmalardan birinin sonunda kendisini Mario'dan hamile buluyor.

***
Her şey yavaş yavaş belirsizleşmeye başlar.
Kara delik gibi. Birinin midesine çöker, öbürünü de uyutmaz.
Karanlığın neresine kadar gidilebilir? Soru bu!..
En derindeki, en dipteki insandan çıkabilecekleri düşünün. Paranoyak mı, sapık mı, hasta mı, deli mi? Ya da bütün hayatını sadece ilizyonlara feda edebilecek bir akılsızlık mı?
Yoksa o karanlıklara korkmadan gidip sizi bekleyenlerin ortasına koca bir feneri çakabilecek kadar cesur bir yürek mi?

Kendi GODE'sini içinden çıkarmayı başaran kadınlardan birini tanıdım.
New York, Battery Park'da Fashion Week partilerinden yorulduğum bir günü tamamen kendime ayırmaya karar verip, vücudumu kitabımla çimlerin üzerine attım. Güneş yüzüme vururken bir yandan da gökdelenlerin arasında ama çimlerin üzerinde uzanma duygusu ayrı bir çelişki benim için.
Ve ben bütün çelişkilere aşığım, bayılıyorum. Yaşam onlarsız çok tatsız ve kuru olurdu.

60'lı yaşlarında bakımlı, iyi giyimli güzel bir kadın, elimdeki kitabin yazarının bütün kitaplarını okuduğunu söyleyerek yanıma oturdu. Kitabı okuyanların gizli kardeşliğinden bahsetti. Çok önemli olmuş yazarın fikirleri onun hayatında.
Yazarın, insanın kendisini yüzünün ele verdiği inancını birbirimize hatırlattık, gülümseyerek. İkimiz de kimliğimizin yüzümüz olduğunu bilerek sürdürdük konuşmayı.
'GODE'nle ne zaman tanıştın?' diye sordu birden bana. Adını bile duymadığım GODE'den, GODEM ile tamamlanmak üzere başladı yolculuğumuz.

Ortak bir noktamız daha vardı. Bazı yerler vardır. Daha derin nefes alırsınız, güç kaynağı oradadır. Gider gider, tekrar takar baterileri doldurursunuz.
İkimiz için de New York gerçeğin, hayatın merkezi. Kalan her şey belirsiz. Bunu söyledik ilerleyen dakikalarda birbirimize. Sonra tekrar o karışık noktaya döndük.
Nedir GODE? Yanlış mı duyuyorum, bir anlamı var mı? diye sordum.
O kadar meraklandım ki, bütün sorularımı nefes almadan sormaya başladım. Etrafta az önce duyduğum çocuk bağrışmaları, sesler, kornalar, bisiklet zilleri, protestocuların az ilerideki sokaktan gelen 'New York'da yıkılan ikiz kulelerin orada camii istemeyiz' diyen gürültüleri de kesildi. Sadece o ve ben kaldık. Kalan her şeyin sesi kısıldı bir anda.

'GODE sadece bir gölge'..
'Tanımlanmamış olan, içi doldurulmamış yaşam, henüz. Dışarı çıkmasına izin verilmeyen bir gölge. Herkesin içinde olan karanlık yanı. Kendimizin bile tanışma cesaretini gösteremediğimiz parçamızın adı GODE. Bazen acımasız olan, bazen en zavallı ya da sapık olabilen, karanlığın dibinin olmadığı yer' dedi.

Neden tanışma ihtiyacı duyayım ki karanlık yanlarımla, gayet iyi işte herşey. Hem bu düzeni bile zor oturtmuşum, zaten herkes bir icat çıkarmış diye aralıksız sıralarken susturdu beni.
'Bu yanını çıkardığını yüzünden görebiliyorum bana yalan söyleme, sana onu nasıl yine içeri koyacağını, yani... GODE'ni nasıl GODEM'e dönüştüreceğini anlatacağım. Karanlığı tekrar içine koyman lazım. Bunu söyleyen, olmamış belli'... sözleriyle içim ürperdi. Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı.

***
Jennifer, Mario'nun bebeğine sahip olmaya karar verir. İnsani duygularım, annelik duygularım diye sebepler bulur kendine. Bu arada bir sure sonra doğum, bebek derken işleri pek iyi gitmez. İlgilenemez. Firması batar ve artık hiç birşey tasarlayamaz duruma gelir. Mario'nun eve geç saatlerde gelmesinden iyice şüphelendiği gecelerin birinde onu başka bir kadınla yakalar. Ardından boşanma gelir. Evin taşınması derken elinde ne varsa tüketir.
En yakın rakibim dediği Donna ise artık bir Donna Karan’dır.
Donna Karan, New York'un en genç, yetenekli ve popüler tasarımcıları arasına girerken, Jenny her gün çocuğuna mama parası bulabilmenin peşine düşer.
Bütün kızgınlığı, nefreti, geçmiş hırsları, kötü günleri ve karanlığa dair ne varsa üstündedir. Böyle hisseder.
Ta ki bir rüyaya kadar.

Bir gece rüyasında tepelerde bir mezar satın alır kendine, üstelik çukurunu da kazdırır ve kendisinin buraya gömülmesini istediğini söyler yanındakilere. Uyandığında kan ter içinde kalkıp sigara yakar. Bu kez ölümden korkar. 'son noktam bu olmalı' diye düşündüğü anlarda... Sokaktan birisi seslenir.
Ses uzaktan gelir. Bu saatte kim birine seslenir diye meraklanır. Kim olduğunu göremez ama ısrarlı bir ses sanki onu hayata bağlamak istercesine yüksek ve ısrarlı bir tonda GODE diye bağırmayı sürdürür. Üstelik bıkmadan, aynı tonda dakikalarca sürer bu bağırış. Ve her bağırış ona biraz daha bugüne kadar hiç hissetmediği güçte bambaşka, açıklayamayacağı duyguları yükler.
Sanki bir mucize onu yukarı çıkarır.
Tozlarını, yüklerini çukurda bırakır. Her şey çok çabuk olur. Ve o andan sonra artık her şeyin değiştiğini derinlerde bilerek, hissederek hatta şaşırarak mutlu gider yatağına Jennifer.
Durumunun adını ise GODE’dir. Tamamlanmıştır artık onun karanlık yolu.
Tüm bu felaket gibi görünenler ortaya çıkaramadığım karanlık yanımın bana yansıttığı ilizyondu der. Kabul eder.

İşleri yoluna koyma sürecini ise GODEM diye adlandırır. Karanlığı tamamlanmış yol olur, GODEM. 30 yıl önce başına gelir bunlar Jenny'nin...

Jenny, Battery Park'da bana GODE’den, GODEM'e geçişi gösterdi. Senin karanlığını da izin ver benim çukuruma koyalım diyecek kadar nazik bir yolla üstelik.

Jenny, New York'un en tatlı, en varlıklı ve etkin kadınlarından biri. Uzun zamandır kendi işinin kraliçesi. Ve evet gerçek adı Jennifer değil. Ama hikayesini yazmamı ancak bu şartla kabul etti.


(Martı’nın Günlüğü, BF)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder