26 Ocak 2011 Çarşamba

ENDİŞELİ VOTKA

Çok sevdiğim bir dostum ‘insanın kaderi ülkesiyle aynıdır’ der arada.
Ne yalan söyliyeyim hem sevinesim hem de dertlenesim gelir bu söze. Okyanuslardan geçerken sevinip derelerde boğulurken, bu kadere baş kaldırasım gelir. İsyan edip yollara atasım gelir kendimi.
Bazen de gülmekten tepkisiz kaldığım olur. Üstüne söylenecek ne kalır ki!
Varın siz deyin.
''Hayat sadece seks ve içkiden ibaret değildir''.
Yani?
''Ortak payda muhafazakarlık".
Eeee? Ne alaka?
Nerden çıktı şimdi bu hayatın özü mü soruldu, ne oldu?
Yok!
İçkiye erişimin zorlaştıran düzenlemeler tartışılırken hep beraber hayatın anlamını aramaya başladık.

Dost meclisinde biri dese ki; `arkadaşlar hayat seks ve içkiden ibaret` değil. Herhalde bir sorunu var diye bakıp tekrar muhabbete döneriz.
Aradığını bulamamış, hala mesaj kaygısı peşinde deriz.
Kadehlerimize bakıp aynı masada kendisi portakal suyu içerken söylüyorsa;
hop deriz! Bir dur hele karışma, işine bak deriz.
Deriz de deriz.!
Ama iş siyasetten çıkınca demekle bitmiyor.
Haliyle düşüveriyor aklıma acaba içki olsam nerden siyasete girerdim?.
Mesela;
Ben viski olsam siyasete, Tusiad koridorlarından ya da Papermoon`dan girerdim.
Ben şarap olsam siyasete, Bedri Baykam`ın sergi açılışlarından ya da yeni açılan güzide Cipriani boylarından girerdim.
Ben rakı olsam siyasete, Yakup`un meyhanesinden ya da kumkapı dolaylarından atılırdım.
Ben bira olsam siyasete, rock barlardan başlar Beyoğlu sokaklarından çıkardım.
Ben votka olsam tartışmalardan sonra anavatanım Rusya'ya kaçar, daha da gelmezdim!
Madem İçki de siyasete girmiş. Siyasi duruş edinmiş kendine.
Heeeeyt verin bir siyaset oradan. Votkası az olsun ama çarpmasın.

Soruyorum. Peki içki içen siyasi ya da siyasete kadeh kaldırıyor da içmeyen indiriyor mu?
Cevap; maalesef oluyor.
Bir metafor daha mı diyorum? cevap değişmiyor. Endişeli sessizlik.
İçki içmek de bir metafora dönüşmüş anlayacağınız.
Daha ilginç bir yanıt var. Muhafazakarlık meselesi dönemselmiş. Yani öyle mevsimsel moda gibi bir şey gelip geçebiliyormuş!
Bir sabah uyanıp 'ben artık muhafazakarım' mı diyorsunuz hiç anlaşılmıyor!
***
Son günlerde elimizi neye atsak yapışır kalır oldu. Aslında sen onu demek istedin, aslında onu yapmak istedinlerin peşine düştük biz.
Ağzımız yok söyleyemiyoruz ya! Yüreğimiz de kurumuş sanki çıkaramıyoruz ya!
Direk geçişler uymuyormuş gibi yan yolları 'kullanıyoruz' biz.
Öyle bir dönem şimdi.!
Yani içerseniz bir tarafa karşı gibisiniz içmezseniz de bir tarafa yancı gibi oluyorsunuz!
Hem içer hem içmezseniz tartışma konusu bile değilsiniz!!

1 yorum:

  1. ''Ben votka olsam tartışmalardan sonra anavatanım Rusya'ya kaçar, daha da gelmezdim!''
    Rakı olsak anavatanımız burası nereye gidelim !içiyoruz diye karşıyız bir tarafa diyecekler,içmiyorz dersek yancı oluruz bu sefer Tekirdağdan içeri giremeyeceğiz.Sizin sözlerinizden bir kaç alıntı yapıp kendimce yazınızı beğenip yorum yazmak istedim.
    Üniversite mezunu,master yapıp işsiz kalan birçok arkadaşım gibi bende hayatın olağanlığına,yada her olumsuzluğuna kadeh kaldıranlardanım.Yada akşam bir fasıl yapıp sabah kalktığımda '' başım ağrıyor bir daha içmyeceğim'' diyenlerdenim.
    Daha bira kapağını çevirip açmayı yeni öğrenen gençlik,rakı kadehine ne kadar su koysam sarhoş olmam diye düşünürken elde tutulur birşeyler yapmalarına izin verilse keşke ve yaşamanın tadına kadeh kaldırsa..
    İyi geceler..Başarılarınızın devamını dilerim..

    YanıtlaSil