17 Ocak 2011 Pazartesi

''Muhteşem Düğün''

GS'nin Ali Sami Yen'e veda golü : eski bir Fenerbahçeli'den..
Stadın açılış reklamı : bir Fenerbahçeli'den..
Stadı bitiren (aslında yaptıran): bir Fenerbahçeli...
Böyle devam etmek daha ilginç olabilir. Ama Adnan Polat'ın ifadeleriyle
'düğün gecesi'nden gerdeğe uzanamayan ve 'leke düşürülen'
o gece- acaba bir düğünde yaşansa ne olurdu?
Yarım mı kalırdı her şey?

Diyelim ki evleniyorum.. Olmaz ama hadi oldu ya!
Babam da dedi ki; 'al sana Dolmabahçe Sarayı. 1000 kişilik davet yap.
Muhteşem bir düğün olsun'...
Şaşkınlığım kısa sürüyor. Meğer devlet bize kıyak geçmiş, Dolmabahçe Sarayı'nın kapılarını açıyor.
Milli mesele herhalde benim evlenmem deyip fazla üstünde de durmuyorum.
Keyfime bakarım düğünümü de yaparım derdindeyim!.

İş davetliler listesine gelince hesaplıyoruz Saray dolmuyor bir türlü! Tamı tamına 400 kişi çıkıyor.
Arkadaş, iş, eş dost derken en fazla 500 oluveriyoruz.
'Eksik kalmasın! Dosta düşmana Dolmabahçe Sarayı'nda düğün yapmak neymiş gösterelim' düşüncelerine dalmışken- içimizden bir 'akıllı' davetiyeleri önümüze gelene dağıtalım. Hatta hayatında Dolmabahçe görmemiş kim varsa onları da çağıralım' fikrini atıveriyor orta yere.
Haliyle kalan 500 davetiyeyi de havaya dağıtıyoruz.
Bir haberiz yani. Nasıl bir düğün olacaksa artık o saatten sonra!
Sürprizi bol olsun. En saf dileğimiz oluveriyor.

Düğün başlıyor. Her şey çok güzel- derken 1 saat sonra bir grup içeriye giriyor. 'Dolmabahçe'de düğün mü yapılır' diye bizi protesto ediyorlar.
Biz daha nerden girdi bunlar, bu da ne demek oluyor- demeden ellerinde salladıkları davetiyeleri görüyoruz..

Bizim düğün kavga kıyamet- olayların önü alınamıyor. Hele de tam babam konuşma yaparken yuhalamalar olacak şey değil!
Adam beni evlendirdiğine mi yansın, neye tutuşsun?
Elindeki mikrofonu bıraktığı gibi terk ediyor düğünü babam!
Arkasından amcam bir kaç cümleyle hakkından gelmeye çalışıyor kalabalığın ama- biri çıkıp 'dur yahu yangına körükle gitme be adam' deyince- O da babamla uzaklaşıyor.

Damat tarafı da bağırıyor tabii.. Bunlar nasıl misafir! Olmaz olsun böyle düğün davetlisi diye söyleniyorlar.
'Daha da gelmeyiz' diye onlar da terk ediyor düğünü.
Tanıdığımız kim varsa tek tek çıkıyor. Tanımadıklarımız kalıyor.
Evlilikten hayır gelir mi? Daha bilenimiz yok!
Devlet düğün yapar mı sana Dolmabahçe'de saçmalama!
E stat yapıyor!
Ben düğün gecemde en azından protesto edilmeme garantisi verebilirim!
Eğer adına 'düğün gecesi' demişsem.
***
Stadın 52.560 koltuğu var. 18 bin kombine satışı. Kalanı ise davetiye!
Varın siz düşünün!
Tabii bu protestoyla başka bir şey göze batmaya başladı..
600 trilyon!..
Sokakta bu rakam konuşuluyor!
Başbakan diyor ki; 'böyle bir yatırımın karşılığı bu olmamalıydı'!!
Sokaktakiler de soruyor.
Peki devlet eliyle böyle bir yatırım şart mıydı?
Biliyorsanız siz söyleyin!

2 yorum:

  1. İnsanların orada verdikleri tepkiye belki de şöyle bakmalıyız;
    1- benzin'in fiyatı 4,00 Tl ve üzeri belki bir iki kuruş aşağı keza diğer Akaryakıt ürünlerinde de durum aynı.
    2- İnsanların kişisel ve manevi özgürlükleri ile ilgili oluşan baskıların verdiği huzursuzluk,
    3- Türk halkına teba gibi davranan ve eleştiriyi kabullenemeyen bir başbakan ve himayesi.
    4- Demokratik haklarını kullanmak isteyenlerin yaşadıkları (cop,biber gazı, fişlenmek vb.)
    5- insanların din özgürlüğünün unutulduğu, islami demokrasinin en iyi uygulandığı ülke durumundan şer'i yaşama uygun geçiş alt yapısı oluşturulması..
    kısaca bu maddeler uzar gider bırakında insanlar başbakanı ve onun himayesinde hükümeti muhatap olarak alacakları budurum karşısında yinede Başbakana veya hükümete tepkilerini isim vererek dile getirmediler. orada Adnan Polat ta yuhalandı ve akabinde konuşmayı bilmeyen yoksun toki başkanı yada müdürü her şey üst üst gelince olan budur.

    Halk, (farkında olmadığınızı zannetmiyorum) kaynıyor.

    YanıtlaSil
  2. o stada farz-ı muhal başbakan olarak kemal kılıçdaroğlu ya da devlet bahçeli gelse idi bu şekilde yuhalanmazlardı. zira onlara oy vermeyenler, oranın bu şekilde protesto mekanı olmadığını ve bir misafirin de bu şekilde yuhalanmaması gerektiğini bilirlerdi.

    kim ne derse desin başbakan'a yapılan bu davranış saygısızlıktır.

    YanıtlaSil